İran, ABD Müzakereleri Yaklaşırken Nükleer Haklar Tutumunu Yeniden Teyit Ediyor

İran Dışişleri Bakanı Abbas Araqchi, Pazar günü yaptığı açıklamada, Tahran’ın ABD ile Umman’da yapılacak görüşmelere hazırlıklar devam ederken nükleer haklar konusundaki kararlı duruşunu sürdüreceğini belirtti.

Nükleer Gelişimde Tavizsiz Duruş

Gazetecilere konuşan Araqchi, İran’ın nükleer programı konusundaki kararlı duruşunu vurguladı. “Haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz,” diyerek, uluslararası baskılara rağmen Tahran’ın meşru nükleer yeteneklerini sürdürme kararlılığını vurguladı.

Yaklaşan görüşmeler, eski Başkan Donald Trump yönetimi altında ABD’nin 2015 nükleer anlaşmasından çekilmesinin ardından son yıllarda artan gerilimler yaşayan iki ülke arasında önemli bir diplomatik angajmanı işaret ediyor.

Diplomatik Müzakerelerin Bağlamı

Nükleer görüşmeler, tarihsel olarak İran ve Batılı güçler arasında tarafsız bir arabulucu olarak hizmet veren bir Körfez devleti olan Umman’da yapılacak. Bu görüşmeler, İran’ın nükleer faaliyetleri etrafında gelişen çıkmazı ele almak için önemli bir fırsatı temsil ediyor.

Diplomatik kaynaklar, ABD’nin İran özel elçisi Robert Malley’in bu görüşmelerde Amerikan heyetine liderlik edeceğini belirtiyor. Görüşmeler, İran’ın nükleer programı konusundaki mevcut çıkmazı çözmek için potansiyel yolları keşfetmeyi amaçlıyor.

Uluslararası Endişeler ve Gözetim

Batılı ülkeler, İran’ın 2015 nükleer anlaşmasında belirlenen sınırların ötesine geçen uranyum zenginleştirme faaliyetleri konusunda sürekli endişelerini dile getirmiştir. Uluslararası atom izleme kuruluşları, İran’ın son yıllarda zenginleştirilmiş uranyum stokunu önemli ölçüde artırdığını bildirmiştir.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA), İran’ın nükleer tesislerini izlemeye devam ediyor, ancak Tahran ile uluslararası gözlemci arasında erişim ve denetim protokolleri konusunda zaman zaman gerilimler yaşanmıştır.

Bölgesel Etkiler

Bu görüşmelerin sonucu, bölgesel istikrar için önemli etkiler taşımaktadır. Körfez ülkeleri ve İsrail, İran’ın nükleer emelleri konusunda defalarca endişelerini dile getirerek, bunları Orta Doğu’nun daha geniş bir güvenlik tehdidi olarak görmektedir.

Analistler, bu müzakerelerde anlamlı bir ilerlemenin bölgesel gerilimleri azaltmaya yardımcı olabileceğini ve potansiyel olarak İran ve Batılı güçler arasında diğer tartışmalı konularda daha geniş diplomatik angajman kapısını açabileceğini öne sürüyor.

Her iki taraf da bu kritik görüşmelere hazırlanırken, gözlemciler, önlerindeki önemli zorluklara rağmen diplomatik bir atılım potansiyeli konusunda temkinli bir iyimserlik içinde kalıyor.